Mustafa UÇURUM

Öğretmen, dava adamı, gönül insanı, Kudüs yürekli bir mütefekkir. Aslında bu liste uzayabilir. Hangi güzel sıfatı sıralarsak sıralayalım M. Akif İnan’ı anlatmak için yerli yerinde bir tanımlama olacaktır. Hayatı dopdolu yaşayan, zor zamanda konuşan, koşmanın durmaktan hayırlı olduğunu söyleyerek elini taşın altına koymaktan çekinmeyen bir yeniçağ dervişidir o.

 Edip Cansever Mendilimde Kan Sesleri şiirinin bir yerinde “İnsan yaşadığı yere benzer /  o yerin suyuna, o yerin toprağına benzer” der. İnsanların doğup büyüdükleri, fikir dünyalarına şekil verdikleri mekânların çok önemli olduğuna bir göndermedir bu dizeler. Şöyle bir bakacak olursak bunun ne kadar doğru olduğunu görebiliriz. Memleketimizde öyle bereketli topraklar vardır ki havasından mıdır suyundan mı bilinmez dağ gibi sağlam, nehirler gibi berrak yürekli adamlar yetiştirmiştir.

 Mehmet Akif İnan, Şanlıurfa doğumludur. Urfa ki memleketler içinde adıyla şanıyla hatırı sayılır bir memleket toprağıdır. Akif İnan, Urfa’da doğmuştur ama Kahramanmaraş’tan da epeyce nasiplenmiş biridir. Bir yanda “şanlı” bir yanda “kahraman” iki memleketten bereketlenmiş Akif İnan’ın yaşamı boyunca duruşuyla dik, muhabbetiyle gönüller fethetmesi olsa olsa Anadolu toprağından aldığı bu berekettendir.  Urfa’dan gönül hoşnutluğu, Maraş’tan da direnen bir yürekle yola çıkmıştır M. Akif İnan.

 İnsanın yaşadığı yer elbette önemlidir. Hayatına şekil vermesinde bulunduğu mekânları değerlendirmesi sağlam temel için sağlam harçtır ama kişinin kimlerle bulunduğu, kimlerle yol arkadaşlığı ettiği de önemlidir. M. Akif İnan bu konuda da oldukça şanslı bir kişidir. Maraş’taki sınıf arkadaşlarından sonra, önce Necip Fazıl ile daha sonra da Nuri Pakdil ile tanışıp iki aksiyon insanının da yakınında durarak yapacağı çalışmalara sıkı bir duruşla başlamıştır. Hatta bir şiirinde “Anamı sorarsan Büyük Doğu’dur” diyerek Necip Fazıl’ın düşünce dünyasının gelişimindeki etkisini açıkça ortaya koymuştur.

 Lise yıllarında yazmaya başlayan, daha sonra bu gayretini edebiyatımızın en önemli dergileri arasında yer alan Edebiyat ve Mavera ile taçlandıran Akif İnan, bir insana nasip olacak bir bahtiyarlığı yaşayarak her zaman yolu güzel insanlarla kesişmiştir. Urfa’dan Maraş’a sürülen bir lise öğrencisi iken Maraş’ta öyle bir sınıfa düşer ki sınıf arkadaşları; Alaaddin Özdenören, Rasim Özdenören ve Erdem Bayazıt’tır.

 Nuri Pakdil’le Edebiyat dergisini çıkarmış, daha sonra Mavera dergisinin kurucuları arasında yer almıştır. Edebiyat ve Mavera dergileri bu topraklar üzerinde adları her zaman hayırla yâd edilecek, bir neslin yetişmesinde çok önemli rolleri olan dergilerdir. Akif İnan’ın hayat gayesinin başında insan yetiştirmek vardır. Bunu güzel insanlarla birlikte olarak, güzel işlere öncülük ederek sağlamaya çalışmıştır. Bir öğretmendir, asil görev olarak kendisine insan yetiştirmeyi seçmesi de gayet normal bir eylemdir.

 M. Akif İnan, duyarsızlığa karşı dik duran, haksızlık karşısında sesini en gür sedadan çıkaran bir dava adamıdır. “Her eylem yeniden diriltir beni” dizesi onun dava adamlığının bir manifestosu olmuştur. Yıllar süren mücadelesini dergilerle, konferanslarla, yazdıklarıyla perçinledikten sonra Eğitim Bir Sen’i kurarak mücadelesi için daha sağlam bir zemin oluşturmuştur. Yaptığı her türlü çalışmanın temelinde onun ; “Gel kurut bu çağın kargaşasını/ Seninle beklenen şimdi şafaktır” dizesindeki çağrı yatmaktadır. Tek başına değil, örgütlü olarak hareket etmektir başarılı olmanın sırrı.

 Sessizliği seçenler, bir kenarda duranlar, bana ne diyenler yenilgiyi baştan kabul edenlerdir. “Rüzgâr mı asker mi biçti yolumu / Önünde kaç engel var ellerine” diyerek hiçbir engel tanımamakla ancak ayağa kalkabilir insan. M. Akif İnan bu duyguları şiirinde yüksek sesle söylediği gibi yaptığı her hamlede de sözlerine olan itimadını güçlendirmiştir. Ondandır ki adının anıldığı her mecliste hayır dualar eksik olmamaktadır.

Yazıyı Paylaş:

By Mustafa Uçurum

Tokat doğumlu. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Adapazarı’nda; üniversiteyi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okudu. Arkadaşlarıyla Martı dergisini ve Yitik Düşler Edebiyat dergisini, daha sonra Tokat merkezli Polemik dergisini çıkarttı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir