Dergilerle ilgili herhangi bir sohbet, toplantı, hatta muhabbet olsa söylenen birçok sözün yanında bir de “Dergilerin içi boş, hep aynı şeyler yazılıyor, ekip işi bunlar…” gibi birçok akla ziyan cümle duyuyoruz. Bu cümleleri sarf edenlere hemen soruyorum, “Hangi dergileri takip ediyorsun? Cevap çok net: “Hiçbirini takip etmiyorum.” Takip edilmeyen bir olayın üzerinden böylesine gereksiz br yorum yapmak ne kadar doğru?

Dergilerde yazanların böyle şeyler söylemeleri, dergilerin gereksizliğinden dem vurmaları da olsa olsa kendiyle çelişmenin dik alasıdır. Beğenmiyorsan o zaman dergilerde yazmazsın, olur biter. Bu durum şiir geceleri için de geçerli. Davet edilmiş. gelmiş, geçmiş bir köşeye; “Bu şiir gecelerinin şiirimize hiçbir katkısı yok, burada şiir yok, şair de yok…” diyenlere “Senin burda ne işin var?” demek gerek. “Dostları görmeye geldik.” gibi gereksiz bir savunma da oldukça yersizdir. Dost görmek isteyen bunu daha içten bir şekilde yapar. Mesele işi beleşe getirmekse o da ayrı bir konu.

Dergilerimiz var, çıkmaya devam ediyor. Mazlumun sesi olmaya devam eden, esaslı dosya konularıyla “Ben burdayım.” diyen, gençlere kucak açan dergilerimiz var olsun. Dergileri eleştirmek isteyenler önce birkaç dergi okusun da ondan sonra ne söyleyecekse söyler. Tabi dergi okuma becerisine sahipse…

Yazıyı Paylaş:

By Mustafa Uçurum

Tokat doğumlu. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Adapazarı’nda; üniversiteyi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okudu. Arkadaşlarıyla Martı dergisini ve Yitik Düşler Edebiyat dergisini, daha sonra Tokat merkezli Polemik dergisini çıkarttı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir