Şairlerin yazdığı yazıları tür fark etmeksizin büyük bir keyifle okuyorum. Deneme, öykü, roman ya da herhangi bir düz yazı şairin elinden çıktıysa şiirden aldığı nefesi tüm satırlara sindirerek okuyucuyu şiirsel bir seyahate davet eden bir içtenliği de kuşanıyor bu yazılar.

Gönül Devleti, Nuray Alper’in yeni kitabı. Denemelerden oluşan bir kitap bu. Alper, şiiri ve denemeyi aynı mesafede tutan çalışmalar ortaya koyuyor. Akademik yazıları da ihmal etmeden edebî çalışmalarını devam ettiriyor. Dareyn isimli deneme kitabından sonra şimdi de yeni denemeleri ile okuyucuları selamlamış oldu.

İki bölümden oluşuyor kitap; Bire Binbir ve Binbire Bir. Toplam yirmi üç deneme var kitapta. Bire Binbir bölümünde edebî, Binbire Bir’de tasavvufî denenmeler yer alıyor.

Nuray Alper’in Ön Söz’ünden…

“Deneme benim yazıdaki ilk durağım, içinde ruhumu defalarca yıkadığım coşkun ırmağım. Fakat kemâlât yaşına doğru ilerledikçe bu coşku duruluyor; hacminden bir şey kaybetmese de yerini dingin bir güzelliğe tevdi ediyor. Taşkın duygulara tekabül eden hadiseler, düşünsel planın aklı seliminde demleniyor. Yine de bilinçli olarak tefekkürün bir adım gerisinde bırakılan aşk ve heyecan hâli orada, içimizde bir yerlerde kendini arttırarak muhafaza ediyor. Bu tavrın önceki merhaleden tek farkı vecdin sesli bir ısrara dayanmaması, sükût dairesinde yükselmesi, olgunlaşması…”

Bire Binbir

Denemenin yazara sunduğu imkânların sınırı yok. Yazarın elinin en rahat olduğu yazı türlerinin başında geliyor deneme. Bunun yanında, okuyucuya bir okuma zevki, şiirsel tat vermesi bağlamında da ince dokunmuş bir kurguyu da kuşanmayı gerekli kılan bir özel hâli var deneme yazılarının. Kitaptaki cümleler özenle seçilmiş,  her kelime üzerinde özenle durulmuş. Sıradan bir cümle olsun istememiş yazar, bu kendini her yazıda hissettiriyor.

Nuray Alper’in kitabının ilk bölümü Bire Binbir’de yazarlar ve şairler adeta arz-ı endam ediyor. Alper, yazılarını edebiyat tarihimizin usta isimleri eşliğinde kuruyor. Ele aldığı konunun önce kendi dünyasındaki yansımalarını sıraladıktan sonra şair ve yazarların konuya dair metin ve şiirleri ile yazısını besliyor. Yani, bir deneme için tam da olması gerekeni yapıyor. 

Kitabın ilk yazısı; “Kuyudaki Sır ve Ayna.” Bir rüyanın içinde ilerliyor yazı. Dünya ve kuyu… Rüya ve hakikat…

“Yağmur çölün rüyası, kelime harfin, yolcu yolun, gülzar ateşin, insana bağışlanan her selim rüya ise duası kalbin…” (13)

Daha sonra Hz. Yusuf’un, Abdullah Efendi’nin, Uluğ Türk’ün, Osman Bey’in rüyalarına konuk oluyoruz. Necip Fazıl’dan bir dörtlük düşüyor önümüze, “Bu mu rüyalarda içtiğim cinnet” diyerek. Yani Alper bizleri soluk soluğa bir edebiyat yolculuğuna çıkarıyor.

Hayatın seslerini edebiyatın renkleriyle buluşturuyor Alper. Seslerden, ince şeylerden, gönlün çırpınışlarından,  kelimelerin dünyasından, şehirlerden, şairlerden demet demet güzellikler deriyoruz. Elbette “okumak” baş konumuz. Onsuz başlayan her iş yarım kalır. Tavrı net Alper’in.

“Okumak günde bir saat… Mabede girer gibi… Secdelerde randevuya vakit geçmeden yetişmek gibi…Susadığını tüm azalarında hissedeceğini fark ederek suya gitmek gibi…” (s.30)

Sezai Karakoç hakkında da şairin ölümü üzerine kaleme aldığı yazıya yer vermiş Nuray Alper, “ Ölümü Güzelleştiren Şair” diyerek. Aynı çağda yaşamaktan büyük bir mutluluk duyduğumuz Karakoç’u her fırsatta anlatmak gerek. Onun bizlere verdiği evrensel mesajlar, ruhların dirilişine de vesile olacaktır. Alper de onun dupduru yaşantısına ve bizlere bıraktığı emanetlere dikkat çekiyor yazısında.

Binbire Bir

Kitabın ikinci bölümünde tasavvufî ağırlıklı yazılar var. Binbir güzellikten bir olana açılan kapılar olarak düşünülebilir buradaki yazılar. Kitaba ismini veren Gönül Devleti yazısı da bu bölümde. Berrak bir su gibi, öylesine ferahlatan ve ruha şifa olacak bir anlatımla gönül devletini inşa ediyor Alper.

“Sözlerden geçiyorsun. Konuştuğun yerin, durduğun yerden uzak olması yakıyor içini. Bu denli âşıkken sana sen, kendine bir türlü ulaşamıyorsun. Kendine. Kendinde. Kendinle.” (s.59)

Gönül devletinin mimarları vardır. Onların gönlün temeline koyduğu her taş, insanı daha bir sağlamlaştırır. Mevlana, İbn’ül Arabi, Abdullah b. Revaha, Şeyh Sadi Şirazi, Bâyezid-i Bistâmi… Yolumuza çıkıyor teker teker. Gönüller kuruyoruz adı sevgi olan, aşk olan. İlk adımımız hep kendimize. Önce kendimizde başlayacak yangın. Kendini yakmayan başkasını nasıl yaksın? Hep insanın kendisine çıkarıyor yolları Alper. İnsanın kendi gönlünden başlayan bir sefer bu.

“Gönlüyle söyleşen pek çok sanat erbabı da zamanının ve mekânının içinde seçim yapmaktan ziyade, kendisinden seneler önce yaşamış olan bir düşünür yahut sanatkâr ile ruh münasebeti kurar.” (s.84)

Gönül mimarlarının görüşleri ışında günümüzün meselelerine de yorumlar var yazılarda.  Bakış açısını geniş tutuyor Alper. Söyleyecek sözünü güçlü kaynaklarla besliyor. “Aydınlanma” konusuna mizahi bir başlıkla giriş yapıp, Şeyh Sadi Şirazi’nin Gülistan’ından alıntı yapıp konuyu derinlemesine işliyor. Yazının başlığı; “ Niyet Ettim Aydınlanmaya…”

Nuray Alper’in yeni denemeleri Gönül Devleti’nin kurulabilmesi için okurlara reçeteler sunuyor. Dileyen edebî metotları denesin, dileyen tasavvuf ehillerinin izini sürsün, sorun değil. Mesele, sahih bir gönül ile yola çıkmaksa Yaratıcı her yolu kullarına sonuna kadar açacaktır. Bu yazılar da bir vesile olacak ruhların ferahlamasına. Bahar geliyor, her şeyin başlangıcı olacak bir mevsim. Bırakın yeşersin ümitleriniz, kurulsun gönül devletiniz.

Son söz yine Nuray Alper’den… Esenlik bildirisi gibi, yürekten bir dilek…

“Hatırlatmalı sonra; erken değilse de geç kalmamalı… Anlatmak için anlamalı, unutturmamak için unutmamalı, araya nifak oku girmesin diye safları sıklaştırmalı…” (s.70)

Nuray Alper- Gönül Devleti- Hece Yayınları- 2024

Yazıyı Paylaş:

By Mustafa Uçurum

Tokat doğumlu. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Adapazarı’nda; üniversiteyi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okudu. Arkadaşlarıyla Martı dergisini ve Yitik Düşler Edebiyat dergisini, daha sonra Tokat merkezli Polemik dergisini çıkarttı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir