Hasar Raporu, Özlem Metin’in ikinci öykü kitabı. İlk öykü kitabı Alametifarika’yı okuyanlar bu yeni kitapta aşağı yukarı neyle karşılaşacaklarını tahmin etmişlerdir. Gülerek, eğlenerek, keyif alarak okunacak yeni öyküleriyle bizlere Hasar Raporu’nu sunuyor Metin.
İnsanları güldürmek zordur. Hayat şartları, günlük hayatın koşuşturmaları, aman fazla gülmeyelim başımıza bir şey gelir efsanesi derken gülmek ne yazık ki hayatımızdan pılını pırtısını toplayarak çekilmeye başladı. “Benim gülüşüm bir bahar gibi tazedir” diyeceğimiz dizelerimiz de binbir dizenin arasında kaybolup gidiyor.
Özlem Metin yine zor olana talip olmuş. Öykünün tüm imkânlarını kullanarak okuyucunun yüzüne bir tebessüm kondurmak için hayatın Hasar Raporu’nu çıkarmış bu kez.
Yirmi hayat, yirmi tebessüm, yirmi rapor var kitapta. Kitapta Hasar Raporu isimli bir öykü yok. Neredeyse tüm öykülerde sizi bir hasar karşılayacak. Sürpriz sonlu, hiç beklemediğiniz yerden yakalanacaksınız bir nüktenin tam merkezine.
Hayat, küçük ayrıntılardan ibaret. Beklenmedik anda karşımıza çıkanlar bizi hazırlıksız yakalıyor. Tam bu noktada yaşananların içindeki ironiyi ortaya çıkarmak ve işte tam burası dedirtmektir önemli olan. Metin tam da bunu yapıyor. Öykü bitince içinizdeki hoşnutluk sizi de içine alıyor.
Hayata karşı tüm düzleri ters yüz eden bir maydanoz, İfakat’in halleri, Makbule’nin damat sevgisi, aşkı sınayan müşkülpesent haller ya da hayata en sürpriz şekilde merhaba diyen Melisa bebek bizlere öykü penceresinden içtenlikle el sallıyor kitapta.
Alametifarika için söylediğim bir cümle vardı. Bu kitabı okuduktan sonra tekrar tekrar okumak isteyeceksiniz demiştim. Hasar Raporu da aynı daveti tüm içtenliği ile yapıyor. Bu hikâyeleri gençlere okuyunca, genelde başak şeyleri dinlemekten sıkılan arkadaşlar “bir tane daha bir tane daha” diyorlar. Biliyorum ki bunu dersi kaynatmak için değil yeni bir öykü ile hasar raporu tutmaya devam etmek için yapıyorlar.
Hasarlar ve hastalıklar da iç içe. Makas ya da bıçak; rüzgâra kapılan akşam yemeği ya da düğünle cenazenin iç içe geçmesi, hayattan bir fotoğraf gibi zihnimizi yoklayıp duruyor. Bazen öyle haller oluyor ki öykülerde, şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz; “Tıpkı benim gibi.” “Biri Beni Kaçırsın”daki koca gibi olmasa da “Kuzey Dakota”daki Kâmil’in girdiği hallere girenimiz çok olmuştur mesela.
Abartıya gerek yok; hayat bizi yoklar durur. Biz içimizdekini dışa vuramadan kaçak gülüşlerle geçiştiririz birçok şeyi. Olmasını istediğimiz ile olanın arasındaki git gellerdir bizi eğreti tutan. İşte Özlem Metin bu halleri çok iyi okuyan bir öykücü. Bakkalla market arasında kalışımız ya da bir anda karşımıza çıkan hayırsever bir emlâkçının önümüze açtığı sonsuz imkânlardır bizim yaşadığımız.
Özlem Metin öykülerini okumanın keyfini bir kez daha yaşamış olduk. Hasar Raporu’nu okuyunca şundan eminim ki Alametifarika’yı da hemen okumak isteyeceksiniz. Güldürürken düşündürmüyor Özlem Metin, kalbinize gülücük adlı bir kuş konduruyor. Yani en çok ihtiyacımız olan nokta atışını yapıyor.
Özlem Metin- Hasar Raporu- Şule Yayınları-2022