Mustafa UÇURUM
Hüseyin Peker’in Günü Gelmeden Taburcu adlı toplu şiirler kitabı, şairin 1965’ten 2020’ye uzanan edebi yolculuğunun bir özeti niteliğinde. Klaros Yayınları tarafından Ocak 2021’de yayımlanan bu kapsamlı eser, Peker’in Beni Oyuna Kaldır (2014), Toz Bile Değilken (2017), Engel-siz (2018), Dilsiz Tekneci (2019) ve Buyrun Arayın (2020) ve Bana Kardeşim de adlı şiir kitaplarını bir araya getiriyor. Şairin eserlerinden oluşan bu derleme, Türk şiirinde kendine özgü bir sesin, insan ruhunun karmaşık katmanlarını, toplumsal meseleleri ve bireysel varoluşun çelişkilerini nasıl işlediğini gözler önüne seriyor.
Şairin Dünyası: Hüseyin Peker’in Poetikası
Hüseyin Peker, 1946 İzmir doğumlu bir şair ve yazar olarak, edebiyat sahnesine 1965’te Soyut dergisinde yayımlanan ilk şiiriyle adım attı. Gazetecilik eğitimi almış, bankacılık mesleğinden emekli olduktan sonra kendini tamamen edebiyata adamış bir isim. Peker’in şiirleri, yalnızca kişisel deneyimlerin değil, aynı zamanda toplumsal yaraların, tarihsel izlerin ve insanlık hallerinin derin bir yansıması. Günü Gelmeden Taburcu, şairin yaşamla hesaplaşmasını, aşk, ölüm, yalnızlık ve mücadele gibi temaları, imgelerle zenginleştirilmiş bir dille ele alıyor.
Peker’in şiirlerinde dikkat çeken ilk özellik, dilin yoğun imgelerle örülü olması. Şiirler, günlük yaşamın sıradan detaylarını mitolojik, tarihsel ve toplumsal bağlamlarla harmanlayarak okuyucuyu çok katmanlı bir yolculuğa çıkarıyor. Yakılan İlk Filmimdi adlı şiirde, şairin babasıyla olan ilişkisi, “babam şoför, yolculuklarda başrol oynadım” dizesiyle sinematografik bir anlatıya dönüşüyor. Bu dizeler, hem bireysel bir geçmişi hem de toplumsal bir dönemin ruhunu yansıtıyor. Baba figürü, Peker’in şiirlerinde sıkça karşımıza çıkan bir sembol; otorite, koruma ve aynı zamanda kayıp bir bağın temsili olarak beliriyor.
Peker’in şiirlerinde insan, sürekli bir arayış ve mücadele içinde. Toz Bile Değilken adlı bölümde, “her şiirim bir ölüm taklidi” dizesiyle şair, yazının ve şiirin varoluşsal bir hesaplaşma aracı olduğunu vurguluyor. Ölüm, Peker’in şiirlerinde korkutucu bir son olmaktan çok, yaşamın bir parçası, bir tür dönüşüm olarak işleniyor. Kar Körü şiirinde, “yarımız yolda kaldık” diyerek, hayatın eksikliklerini ve kayıplarını dile getiriyor. Bu kayıplar, yalnızca bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir yitimi de işaret ediyor.
Toprak, Peker’in şiirlerinde sıkça tekrar eden bir imge. Ardından adlı şiirde, “ah toprak! hiç yanılmadın” dizesiyle, toprak hem bir sığınak hem de bir tanık olarak beliriyor. Şair, toprağı, insanlık tarihinin sessiz gözlemcisi, acıların ve umutların saklayıcısı olarak resmediyor. Toprak, aynı zamanda döngüsel bir zaman anlayışını da temsil ediyor; insanın doğuşu, yaşamı ve ölümü, toprağın döngüsüyle birleşiyor.
Zaman, Peker’in şiirlerinde hem bireysel hem de tarihsel bir bağlamda ele alınıyor. Her Şey Yolunda şiirinde, “şarklarım gibiyim / düşmanın yüz hatları vurur gözüme” dizeleri, bireyin iç dünyasındaki çatışmayı ve dış dünyadaki düşmanlıkları bir araya getiriyor. Şair, zamanın akışında bireyin yerini sorgularken, aynı zamanda modern dünyanın kaosuna ve insanın bu kaostaki yalnızlığına dikkat çekiyor.
Peker’in dili, keskin ve çarpıcı. Günlük konuşma dilinden beslenen, ancak imgelerle zenginleşen bir üslup kullanıyor. Şiirlerinde, sokakların, mahallelerin, sıradan insanların ve eşyaların sesi duyuluyor. Şehreküstü şiirinde, “eşyalarım hazır: bir çift ayakkabı / evde neden bağcık beslenmez?” dizeleri, sıradan bir nesneyi, ayakkabı bağcığını, varoluşsal bir sorgulamanın parçası haline getiriyor. Bu, Peker’in şiirinin en güçlü yönlerinden biri: sıradan olanı, derin bir anlam katmanına dönüştürme yeteneği.
Şairin üslubu, yer yer sert ve ironik. Dava Kapısı şiirinde, “kesici darbeler yemişim dava kapısında / zafer gecikti, dirilmiş ölüler üstümde” dizeleri, adalet arayışının ve toplumsal mücadelelerin birey üzerindeki yıkıcı etkisini sert bir dille ifade ediyor. Ancak bu sertlik, Peker’in şiirlerini karamsar yapmıyor; aksine, içinde bir umut kıvılcımı taşıyor. Ketendere şiirinde, “gelin alma günü geldi / kadife elbisesiyle ömrümce seveceğim” dizeleri, aşkın ve bağlılığın naif bir coşkusunu yansıtıyor.
Peker’in şiirleri, yalnızca bireysel bir anlatı sunmuyor; aynı zamanda toplumsal belleği de kaydediyor. İzmir’de Kıran O! gibi şiirler, şairin doğduğu şehir olan İzmir’in tarihsel ve kültürel dokusuna bir saygı duruşu niteliğinde. İzmir, Peker’in şiirlerinde hem bir mekân hem de bir duygu durumu olarak beliriyor. Şair, şehrin sokaklarını, limanlarını ve insanlarını, tarihsel bir perspektifle işlerken, aynı zamanda modern dünyanın çelişkilerini de gözler önüne seriyor.
Bireysel hafıza ise, Peker’in şiirlerinde aile, çocukluk ve kayıplar üzerinden işleniyor. Engelsiz bölümünde, “annemin içi rahat olsun / el feneriyle aralarken geçmişimi” dizeleri, şairin annesiyle olan bağını ve çocukluk anılarını nostaljik bir duyarlılıkla ele alıyor. Bu dizeler, bireyin geçmişle olan bağını ve bu bağın şiir aracılığıyla yeniden inşa edilmesini yansıtıyor.
Peker’in toplu şiirleri, Türk edebiyatında önemli ödüllerle taçlanmış eserlerden oluşuyor. İnsan Arkadaşınındır ile 1997 Arkadaş Z. Özger Ödülü’nü, Yer Bezinden Bir Köle ile Ceyhun Atuf Kansu Ödülü’nü, Tek Vuruş ile Behçet Necatigil Ödülü’nü ve Toz Bile Değilken ile Melih Cevdet Anday Ödülü’nü alan Peker, Türk şiirinde kendine sağlam bir yer edinmiş bir isim. Günü Gelmeden Taburcu, bu ödüllü eserlerin bir araya gelmesiyle, şairin edebi mirasını daha geniş bir perspektifte değerlendirme fırsatı sunuyor.
Günü Gelmeden Taburcu, Hüseyin Peker’in şiirsel evreninin bir özeti. Bu kitap, şairin kişisel tarihini, toplumsal meseleleri ve evrensel insanlık hallerini ustalıkla işlediği bir eser. Peker’in şiirleri, okuyucuyu hem kendi iç dünyasına hem de dış dünyanın kaotik gerçekliğine davet ediyor. İmgelerle zengin, duyguyla dolu ve toplumsal duyarlılıkla örülü bu kitap, Türk şiirinde önemli bir yere sahip. Şairin “her şiirim bir ölüm taklidi” dediği gibi, bu kitap da yaşamın, ölümün ve yeniden doğuşun bir taklidi; ama en sahici haliyle.
Hüseyin Peker – Günü Gelmeden Taburcu – Klaros Yayınları – 2021