Mustafa UÇURUM
Edebiyat tarihimizde şairlerin yol arkadaşı olarak gördüğü şairlerini, yazarlarını anlattığı birçok kitap hazırlanmıştı. Bir şairin gözüyle başka bir şairin dünyasına girmek anlatım zenginliği sunması bakımından önemli bir bakış açısıdır. Mehmet Âkif’i anlatan onlarca kitap vardır ama Eşref Edip’in, Sezai Karakoç’un kitaplarını ayrı bir yere koyarız her zaman.
İsmail Güçtaş da Kırmızı Çatı Yayınları arasında çıkan Benim Şairlerim kitabında okurlarını şairleriyle buluşturuyor. Güçtaş; şiir, hikâye, roman çalışmaları bulunan, çocuklar üzerine yazan ve kafa yoran, Anadolu’dan ve tarihten aldığı bereketi cümleleriyle, dizeleriyle buluşturan bir şair ve yazar.
Özgün Bir Çalışma
Benim Şairlerim kitabında yedi şair yer alıyor. Kitabın en önemli özelliği, bu yazıları okuyucular ilk defa bu kitap vasıtası ile okuyacaklar. Kitaplar hazırlarken genelde yazarlar dergilerde ya da gazetelerde yazdıkları yazıları bir araya getirirler. Güçtaş bu yazıları okuyucularına kitap olarak ulaştırmak istemiş. Bu tavır kitabın önemini daha da arttırıyor.
Klâsik bir biyografi kitabı değil Benim Şairlerim. İsmail Güçtaş şairlerin sadece hayat hikâyelerini vermiyor kitabında. Hayat hikâyelerine edebiyat yolculuklarını da ekleyerek aslında şairlerin şiir dünyalarına da davet ediyor okuyucuyu. Şairin hayatına dair notlardan sonra şiirler üzerinde duruyor ve şiir tahlillerinin yanında kendi notlarını da paylaşarak çalışmasını özgün bir zemine çekiyor Güçtaş.
Kitapta yer alan şairler; Bestami Yazgan, Gökhan Akçiçek, İbrahim Tenekeci, M. Hanefi İspirli, Mustafa Ruhi Şirin, Mustafa Uçurum, Sunay Akın. Görüldüğü üzere kitaptaki şairlerin tümü hayatta. Yani Güçtaş, şairlerine hayattayken kıymet vermek istemiş. Bu tavır da hem yazarı hem de kitabını daha değerli hale getiriyor. Çünkü bizde artık gelenek haline gelmiştir öldükten sonra değer vermek.
Dikkat çeken ifadelerle başlıyor her anlatım. Yazar okuyucuyu anlatımın içine çekmek istiyor. Şairin şiir dünyasını ve edebiyat ortamındaki yerini, çalışmalarını anlatarak genel bilgileri veriyor. Daha sonra şiirlere geçiş yapıyor.
“Bestami Yazgan da Yunus Emre’nin yedi asırdır gürül gürül akan sevgi pınarından doldurmuş görünüyor gönül heybesini.” (s.10)
“Bestami Yazgan, dörtlükler halinde yazdığı geleneksel şiirlerinde bazen son bölüme geldiğinde dörtlüğe bir dize ekleyerek, şiirin manasını kuvvetlendirme ve ahengini daha bir coşkunluğa taşıma çabası göstermektedir:
“Aşka hazır pervaneyim,
Sen güneş ol, ben döneyim,
Gonca dalına konayım,
Ne yaparsan hak sevdiğim,
Şikâyetim yok sevdiğim.” (s.13)
Kitabın tümünde aynı metot devam ediyor. Kitabı özgün yapan en önemli nokta olan şiir çözümlemelerine geniş yer veriyor Güçtaş.
Kitaptan şairlere dair notlar:
“Gökhan Akçiçek’in eserlerinin çoğu çocuk şiiri türündedir. Onun son dönem Türk Edebiyatı’nın en üretken çocuk şairleri arasında ilk sıralarda yer aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.” (s.28)
Tenekeci’nin şiiri seçkin bir okuyucu kitlesine hitap eden, muhatabını her an zinde ve tetikte olmaya mecbur bırakan bir zihin faaliyetidir. Muhatabına yazılmış şiirlerdir bunlar ve muhatabını buluncaya kadar anlaşılabilmek için beklemeye mecburdur.” (s.52)
M. Hanefi İspirli dünyayı güllük gülistanlık bir asude mekân olarak görmeyen, derdi olan, herkesin derdiyle dertlenen, çağın yozlaşmışlığına diklenen, hissettiği gibi yaşayan, ıstırabı yüzüne ve kalemine renk katan bir şiir hizmetkârı ver emektarı.” (s.87)
“Mustafa Ruhi Şirin, ülkemizde çocuk şiirlerinin tarihçesi üzerinde en önemli araştırmalara imza atmış isimlerden birisi kuşkusuz. 1850’li yıllardan başlayarak tüm edebiyatımızın çocuk temalı şiirleri üzerinde hassas ve teferruatlı bir çalışma yürüterek, 340 şairden 1200 kadar şiiri tespit edip bunları kayıt altına almış.” (s.99)
“Mustafa Uçurum soyadını ve onun derinlikli çağrışım gücünü bir kavram olarak kullanmayı seviyor eserlerinde. Ünlü öykü kitabına ‘Uçurumda Bir Gömü’ adını vermesi, ‘Boyumu Aşan Ömür’ kitabındaki bir şiirine ‘Biriktirdiğim Uçurum’ demesi hep bu sebeple.” (s.112)
“Sunay Akın şiirlerini okudukça kelimenin en sarih manasıyla büyüleniyorum. İşte bu güne kadar aradığım asıl şiirler bunlarmış, diyorum. Birçok şiirini kısa zamanda yerleştiriyorum zihnime. Daha doğrusu onlar, hiç yabancı hissetmeden kendilerini istirahat edecekleri sessiz bir köşe bulup yerleşiyorlar belleğime.” (s.129)
Bir Vefa Örneği
İçinde bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğum İsmail Güçtaş’ın Benim Şairlerim kitabı günümüz şiirine ışık tutan, kaynaklık edecek bir çalışma olmuş. “Öldükten sonra herkes konuşur.” kıstasına ben çok rağbet etmem. Bu yüzdendir ki yeni çıkan kitaplara dair notlarımı paylaşmaya gayret gösteriyorum. Güçtaş’ın yüreğinden dökülen güzelliklerin buluştuğu bu çalışmanın iyi bir vefa örneği olmasını diliyorum. Yaşayan değerlerimize kıymet verenlerimiz çok olsun.
İsmail Güçtaç-Benim Şairlerim- Kırmızı Çatı Yayınları- 2024