80’li yılların ortalarıydı. Ortaokuldaydım.  Adapazarı İmam Hatip lisesinin orta bölümü. Elden ele gezen bir kitap vardı. Canan Ceylan’ın Sahneden Mabede kitabı. Çıktığı dönemde çok ses getiren kitaptı bu. Bir sanatçının hidayete erme hikâyesini kendi ağzından anlattığı bu kitap, türünün ilk örnek çalışmalarından biriydi. Daha sonraki yıllarda kitaplaşmamış olsa da bizler benzer hidayet hikâyelerine şahit olduk. Sanat ya da spor dünyasından birçok isim, güzel vesileler sonucunda yaşamlarını değiştirip imanî bir yaşam tarzını seçtiler. Yaşar Alptekin, Engin Noyan, Necla Nazır ve daha birçok isim ilk aklıma gelenler.

Bu tarz anlatımları önemli buluyorum. Ders alınacak, yol ve yordam gösterecek bu tür yaşamlara her zaman ihtiyacımız var. Din, herkesin kendi içinde şekil bulur ama güzel vesileler insanın içini, dünyasını ve ahiretini onarır. Özellikle göz önünde olan kişilerdeki bu olumlu değişim, örnek şahsiyet olma anlamında daha da önem arz ediyor.

Yıllar sonra bu tarz bir kitapla tanıştım. Rabia Christine Brodbeck’in Mavi Yayıncılık etiketi ile çıkan kitabı, tam anlamıyla bir sanatçının değişimini anlatan bir çalışma.

Kitabın ilk baskısının Takdim yazısı Ayşe Şasa’ya ait. Bu giriş bizleri hem kitabı hem de Rabia Christine Brodbeck’i tanımaya daha bir itiyor. Bu vesile ile 2014 yılında aramızdan ayrılan Şasa’ya rahmet dileklerimi bir kez daha iletmiş olayım.

Ayşe Şasa’nın Takdim’inden

“İncecik bedeni, cezbeyle dolu fırtınalı manevî dünyası, tavizsiz hayat tarzıyla o aramızda dolaşan orijinal bir derviş figürü…

O tam bir âşık. Ve aşkının hârikulâdeliğini terennüm ederken, bizlere de aşk, şevk ve ilham vermeye devam edecek…”

Kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde hayat hikâyesini anlatıyoryazar. İsviçre’de doğan, Londra’da bale eğitimi alıp dünyada ünlü bir dansçı olan Brodbeck, birçok ödül alır. Daha sonra New York’ta İslam’la tanışır. 1992’den bu yana da İstanbul’a yerleşir. Elbette tüm bu yaşananlar belirli süreçler sonucunda ortaya çıkan yaşanmışlıklar. Brodbeck, yaşadıklarını tüm ayrıntısı ile anlatıyor.

“Bulmak” ancak aramakla ve sorgulamakla olur. Nerede olduğunu, nereye gittiğini ve yaşanılan her şeyin bir sebebe bağlı olduğunu sahih bir kalple arayanlardır kurtuluşa erenler. Görüyoruz ki hayatının dönüm noktalarında bu süreçleri net bir şekilde yaşayan bir isim var karşımızda.

“Dans dünyasında ve arkadaş çevremde yıllarca süren arayıştan sonra, bir sanat dergisine ‘Yaşama Sığınmalıyız” başlıklı bir makale yazdım. Bu, benim İsviçre’deki yaşamı ‘kuru’ hissetmem nedeniyleydi. Topluma ilişkin görüşlerimde neyin yanlış olduğunu, bedenlerimize nasıl davrandığımızı, kültür ve sanatı nasıl ele aldığımızı işledim.” (s.22)

Kitaptaki anlatım o kadar içten ki siz Brodbeck’in hayatını okurken olayların içinde hissediyorsunuz kendinizi. Her şeyi ayrıntılarıyla ve bir öykü rahatlığıyla anlattığı için yazar, olay akışına kendinizi kaptırıyorsunuz.

Dans yaptığı günlerden New York’taki yaşantısından ve orada kendisini yeni bir hayata çağıran davetten de aynı içtenlikle bahsediyor. Görüyoruz ki bazen normal görünen bazı olaylar kimilerini öylesine derinden etkiliyor ki kalbinin ritmini bile değiştirebiliyor. New York’taki Sufi Tasavvuf Merkezi’nin Brodbeck’in hayatında çok önemli bir yeri var. Oraya yapılan ilk ziyaret ve sonrası da kitapta detaylı olarak anlatılıyor.

“Bir gece üçümüz birlikte gittik. Orada nasıl bir tepki verdiğimi hatırlamıyorum. Ancak oraya tekrar gittiğim ve bir zikir âyinini gördüğüm geceyi asla unutmayacağım. Heyecandan yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Toplantı sonrasında bir restoranda oturup bu olayı konuşurken hâlâ yanaklarımın kızarıklığı geçmemişti. Güçlü bir şey olmuştu içimde; aşk ateşi sarmıştı beni.” (s. 27)

Daha sonra bir mümin olarak sürdürmeye çalıştığı hayatı anlatmaya başlıyor. Yani Christine’den Rabia’ya dönüşün hikâyesini okumaya başlıyoruz. Yazarımızın tek gayesi vardır artık hayatta:

“Cenâb-ı Hakk’a yakınlaşmanın tek yolu O’nun rızasını kazanmaktır, bu da kullukla mümkündür. Biliyorum, gerçek kulluğa ulaşmaktan uzağım ama niyetim hâlistir; bütün kalbimle Rabbime hizmeti önemsiyorum.” (s. 37)

Türkiye ve İstanbul günleri başlıyor Rabia Christine Brodbeck’in. Türkiye’ye hayranlığı büyük. Kıymetini bilmek için Türkiye’nin kalbine kulak vermek gerek. O da kadim geçmişte ve manevi dinamiklerde gizli. Bunları görmek de bir nasip meselesi.   

Kitabın ikinci bölümü hayret ve hayranlık ismini taşıyor. Peygamber Efendimiz’e olan hayranlığını ve sevgisini anlatıyor yazar. İmanla müşerref olmasına vesile olan Hak yolunun yol işaretlerini anlatıyor. İçinde çağlayıp duran coşkuyu her satırında anlamak mümkün. Şiir gibi, destan gibi, kaside gibi bir çağlayışla dökülüyor sözcükler dilinden. Kelâmların en güzelini güzel olana sunmak da bir şereftir. Bu şerefe ermenin hakkını veriyor Rabia Christine Brodbeck. Allah’a ve Resulüne muhabbet duymak da imanın bir şiardır.

“Bütün mevcudatın aslı sevgidir. Evrendeki her şey muhabbet üzere hareketlenir. En yüce Âşık Muhammed, Sevgili ise Allah’tır ve Tevhidin zirvesinde filizlenen dostlukları ve muhabbetleri asla son bulmayacaktır.” (s. 91)

Kitabı okuduktan sonra iman hakikatlerine ermenin huzurunu bir kez daha içimizde en gür sedadan duyuyoruz ve Rabbimizin bizi iman üzre yarattığı için şükürler ediyoruz. Hakka ve hakikate ermenin yolu Allah’a iman, Peygamberinin yolundan gitmek, Kuran’a sımsıkı sarılmak ve Hak erlerini kendine yoldaş bilmektir. Rabia Christine Brodbeck bunları ve daha fazlasını anlatıyor kitabında. Tertemiz bir kalbin iman için atışına şahit olduğumuz böylesine bir hayatla bizleri buluşturan yazara en içten selamlarımı gönderiyorum. Mavi Yayıncılık’ı da böylesine kıymetli bir eseri bizlerle buluşturduğu için kutluyorum.

Rabia Christine Brodbeck- Sahneden Secdeye Yolculuk- Mavi Yayıncılık – 2025 ( 4. Baskı)

Yazıyı Paylaş:

By Mustafa Uçurum

Tokat doğumlu. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Adapazarı’nda; üniversiteyi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okudu. Arkadaşlarıyla Martı dergisini ve Yitik Düşler Edebiyat dergisini, daha sonra Tokat merkezli Polemik dergisini çıkarttı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir