İki Dağ Arasında, Ali Bal’ın Şule Yayınları arasında çıkan deneme kitabı. Hayata dair notlar şeklinde okunabilecek ve yaşamak denen sancının içimize dokunuşlarını hissettiğimiz yazılar bunlar. Altmış yazı var kitapta. İki dağın arası göndermesinden ve altmış sayısından ben almak istediğim mesajı alıyorum. Ali Bal’ın da memleketine sevdalı bir yazar olduğunu düşünürsek mesajın yerini bulma ihtimali çok yüksek.

Deneme türü hayatla irtibatı en güçlü türlerin başında gelir. Montaigne’den günümüze kadar deneme türü hayatı her yönüyle aktaran, şehrin gürültüsüne, sokağın sesine kulak veren bir tür olmuştur. Deneme yazarı hayata dönük yüzüyle yakaladığı her ayrıntıyı yazıya dökerek yaşadığı anın fotoğrafını çeker. Bu sebepledir ki insana dair her ayrıntı denemenin konusu içine girer.

Ali Bal’ın denemeleri bir yazarın önce yaşadığı ülkeye daha sonrada dünyaya kalbiyle baktığı yazılardan oluşuyor. Sadece bir durum aktarımı yapmıyor Bal. Gördüğü, duyduğu, şahit olduğu olayları önce ana hatları ile belirtiyor. Daha sonra deneme türünün imkânlarını kullanarak kendi düşüncesi ile detaylandırıyor yazdıklarını.

Kitabın ilk yazısı “Beklenen.” Beklediklerimiz, gelenler, gelmeyenler ve bir Necip Fazıl seslenişiyle durulan gönlümüz. Denemenin öz kardeşidir şiir. Ali Bal yazılarını sık sık buluşturuyor şiirlerle. İkinci yazı olan “Fânilik”te de Cahit Sıtkı çıkıyor karşımıza. Şiir nasıl ki nefes aldırıyor hayata, yazıda da öyle. Birkaç dize yaşanan her şeyi özetliyor.

Tarihe Not Düşen Yazılar

Köşe yazarı olmak gündemin ruhuna dokunmayı da gerektiriyor. Ali Bal uzun yıllar gazetede köşe yazmanın bir avantajı olarak gündemi de takip eden bir yazar. Bu bağlamda yazdığı her cümle geleceğe düşülen bir not olarak görülebilir. Kitapta da bu minvalde birçok yazı var. Sakarya’nın Hendek ilçesindeki havai fişek patlaması, 1 Mayıs’ın çağrıştırdıkları, salgın günlerindeki hallerimiz, Filistin ve vicdanımız, çocuklar ve savaş, mülteciler ve daha fazlası var. Bugünler geçecek ve bizler birçok şeyi unutacağız. Çünkü hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. Salgın günlerinde yaşadıklarımızı sanki masal çağlarında yaşanmış olaylar gibi hatırlıyoruz. Unutuyoruz ve acılar kat kat yükleniyor üstümüze.

“İnsan da tutunduğu dünyaya zarar vermemeyi öğrenecek ya da azar azar ölecek! Yaşadığımız sürecin bir adı da budur. Virüs yaşam hakkını arıyor, insan da onu ehlileştirecek aşısını. Sonumuz hayrolsun!” (s.111)

Ali Bal kitabını annesinin aziz hatırasına armağan etmiş. Kitapta annesine dair bir yazı da yer alıyor. Anne gidince insanın nasıl yarım kaldığını çok iyi bilenlerdenim. Tarifsiz bir eksiklik ve acı bu. Rahmet olsun aramızdan ayrılan tüm annelere.

“Son gecesiymiş, son bakışları, son… Son gecesinde abdest almak istediğini söyledi, ablam abdest aldırırcasına ellerini, yüzünü okşadı. Abdest aldın anne, demişti. Dünyanın kirinden arınarak, tertemiz bir bedenle ayrılmak için hazırlanıyormuş annem, bunu şimdi daha iyi kavrıyorum.” (s.118)

İnsanlık Hâlleri

Kitap boyunca insanlık hâllerine dokunuyor Ali Bal. Unutulan ne varsa, incitilen hangi duygularsa onları tek tek döküyor ortaya. En çok da kaybettiğimiz değerlere göndermeler yapıyor. Yazılarının sonunda da “Mümin, ümit var olur.” kıstasından hareketle silkinmemizi ve elimizi kalbimize götürüp tekrar ve daha güçlü ayağa kalkmamızı en gür sedadan dile getiriyor. Her şey, rahat bir nefes ve insanı mutlu eden huzur için.

“Adı konulmamış bir örgüt gibi hareket edenlerin istilası altındayız. Ahtapot gibi toplumu saran bu tipler her yerdeler! Şimdi işimize değil, içimize bakma zamanı!” (s.87)

“Yeniliyorum kendimi. Umudum var, aldatmadım! Sabrım var, aldatmayacağım! Dünyaya kanmayacağım, kandırmayacağım.” (s.114)

“İçtenlikle sevmektir samimiyet. Karşılıksız, hesapsız ve beklentisiz. İçinizden nasıl geliyorsa öyle işte. Samimiyseniz sevginizde yapmacıklık yoktur.” (s. 178)

Ali Bal’ın denemeleri yaşamak denen koşuşturmanın kısa metrajlı anlarını sunuyor bize. İçinde samimiyet olduğu için alıp kabul ediyorsunuz her temenniyi. Kendiniz gibi, öylesine sahih ve yürekten. İki dağ arasından bakınca görünen ne varsa hepsini yürekten kabullenmek için küçük bir işaret bu yazılar. Sıcak bir selam gibi.

Ali Bal- İki Dağ Arasında – Şule Yayınları – 2022

Yazıyı Paylaş:

By Mustafa Uçurum

Tokat doğumlu. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Adapazarı’nda; üniversiteyi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okudu. Arkadaşlarıyla Martı dergisini ve Yitik Düşler Edebiyat dergisini, daha sonra Tokat merkezli Polemik dergisini çıkarttı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir