Mustafa Uçurum
Ormanda Bir Park, Zeki Altın’ın ilk kitabı. Loras Yayınları arasında çıkan kitapta beş bölümde sizi pastoral bir şiir şöleni karşılıyor. Bunu isimdeki “park” imgesine dayanarak söylemiyorum. Kitapta park, bahçe, orman, ağaç, çiçek gibi imgelerin sıklıkla kullanılması şairin pastoral bir ses yakalama isteğinin bir tezahürü olarak şiirde kendine yer bulmuş.
Şiir yolculuğuna dergilerde yayınladığı şiirleriyle devam ediyor Altın. Bu kitapla birlikte şiirlerine de toplu olarak ulaşmış olduk. Kitabın bir kompozisyonu var. Şair bunu bölümlendirmede de vermek istemiş. Müzikli Bahçe, Ormanda Bir Park, Korkuyu Hatırla, Vadiden Sonra ve Son. Gözünüzü kapatın ve şiir yolculuğuna çıkın. Bahçelerden, ormandan, parktan bir korku eşliğinde geçerken karşınıza çıkan vadiden sonra her şeyin olduğu gibi şiirin de sonu bekliyor sizi.
Şairler geçidi var bahçede. Her şeyin tam ortasında bir şair.
“yanağında bir şairi bekleten bahçemi gör” (s.16)
Şairler bu bahçede en yüksek makamlara sahip. Çünkü şair sözü ağırdır ve tesiri çok güçlüdür.
şairleri görüyorum; şiirleri, sesleri…
peygamber muhafızları kadar asil” (s.17)
Şair aslında bu bahçenin şairler yurdu olmasını istiyor. Şair var oldukça şiir de var olacak, hayat da akacak.
“gözlerinden vurdurulan bir şair
bahçede:o en güzel ile başlayan sözlere” (s.19)
Zeki Altın, şiire ve şaire verdiği kıymeti bahçesinde onlara gösterdiği hürmet ile ifade etmiş oluyor.
Somut olanı şiirinde soyutlandıran bir anlatımı var Altın’ın. Şiirin başlığında hissedilen somut gönderme şiirin içine girince soyut bir hale geliyor. Şair iç dünyasının duvarları arasında şiirini yeniden kuruyor. Ormanda Bir Park derken şair, aklınıza gelen tüm çağrışımların aksine yine sizi şiire çağırıyor. Mekânlar değişse de şairin şiiri devam ediyor. En çok da derin bir sessizlikte oluyor her şey. Şairin şiiri derinden konuşan bir şiir. Sesini yükselmeden anlatıyor meramını.
“ormanda bir park şimdi: dili sessiz
gülüyor ağaçların göğe sarkan kelimeleri” (s.24)
Hz. Nuh, yaşadıklarıyla ve mücadelesiyle insanlık tarihinin en gizemli şahsiyetlerinden. Akıl almayacak bir savaş veriyor insanlara ve doğaya karşı. Her şeyiyle sağlam bir imgenin parçası olan bir Nuh var dünya hayatında. Zeki Altın da önce Ormanda Bir Park şiirinde; “Nuh’tan çok sonra, çölde gezinirken uluçoban” (s.24) diyerek gönderme yaptığı Nuh’u Vadiden Sonra’ki bölümde “Nuh için Kurtarma Tatbikatı” şiirinde iki bölüm halinde işliyor.
“Nuh bir ağaç çizmişti rüyasına
büyük kara parçalarını sırtlayan: bir ağaç” (s.46)
Zıtlıkları da sıklıkla kullanıyor şair. Hayatın resmini çizerken her renkten bir tablosu olsun istiyor. İyiler ve kötüler, uzak ve yakın, mutlu ve hüzünlü. Şiirler ne kadar imgeyle nefes alsa da onların asıl kaynağı hayattır. Hayatta ne varsa şiirde de ondan bir renk bırakır şair dizelere. Altın’ın şiirinde de bunu sıklıkla görüyoruz. Pembe bir tablo çizmek istemiyor şair. Çünkü burası dünya. “Mutluhüzün” şiirinde şair sanki kendini resmediyor. Birinci tekil şahısta şairin silüeti beliriyor adeta.
“arzu ettiğim hüzün değildir demiştim;
ama yol bu: kader ve zamanla geçilecek
mutluhüzün bir kederdir” (s.57)
Son bölümde tek şiir var. Kalp atışlarının yavaşladığı, bir sonu imgeleyen bu şiirde hayatın da son sahnesini görüyoruz. Başlayan her şey biter, şiir de…
“sonradan düşünüldüğünde öncesini anlıyoruz
vaktin geçtiği hiç yok bizden biri gibi
aramızda kopmuş antikorları üreten beyaz hücreler” (s.62)
Zeki Altın’ın Ormanda Bir Park’ı, şairin ilk kitabı olarak şiirimiz ve şairi adına umut vadeden bir kitap olarak edebiyat dünyamızdaki yerini aldı. Sesini bulmuş, kurduğu yeni şiirlerle şiir vadisine özgün şiirler armağan etmeye devam ediyor şair.
Zeki Altın- Ormanda Bir Park – Loras Yayınları – 2023