Mustafa UÇURUM
Çocukların dünyası diye adlandırılan ve uzaktan bakıldığında çok da bir anlam ifade etmeyen hatta çokça sıradan görülen bir dünya var. Oynayan, koşan, düşen, kalkan, ağlayan, gülen çocuk fotoğrafları gözümüzde sürekli en canlı haliyle dursa da çocukların dünyasına süzülmek, onlarla birlikte o dünyanın havasını teneffüs etmek gerek. Çocukları anlamaya çalışarak başlanabilir bu ortak dünyayı paylaşmaya. Çünkü onları anlamadan onlara seslenmek boş bir vadide kendi sesinin yankısıyla avunmaktan öte bir uğraş değildir. Çocuklar için düşünmek, onlar için yazmak bu yüzden yazma eyleminde farklı bir dille ele alınması gereken hassas bir nokta.
Nilüfer Zontul Aktaş, kendini çocuklara adamış bir yeniçağ masal ninesi. Çocuklar için yazan, yaşayan ve düşünen bir yazar. Çocuklar için hikâyeler ve masallar yazıyor. Onların daha güzel bir dünyada yaşamaları için projeler üretiyor. Hayat onlar için yaşanır olsun diyerek büyük bir emek sarf ediyor. Çıra Yayınları arasında çıkan Ninem Korkut, Aktaş’ın çocuklar için yazdığı masal kitabının adı. Daha kitabın adından başlayan bir albeni, sayfalar çevrildikçe okuyucuyu kuşatıyor. Çocuklara nasihatler eden, onlara güzel masallar anlatan bir Ninem Korkut var karşımızda.
Dedem Korkut olur da Ninem Korkut olmaz mı?
“Çocuk sevgisi ve eğitimci oluşum daha nine olmadan beni nine moduna soktu sanırım.” diyor kitabının giriş yazısında Nilüfer Zontul Aktaş. Çocuklarla birlikte olmak, onlara faydalı olmak Aktaş için sadece eğitimci yönünün bir yansıması değil. O bir anne olarak, sorumluluklarının bilincinde olan bir kişi olarak, geleceğin ışıltısı olarak gördüğü çocuklara faydalı olmayı hayatının gayesi haline getirmiş. Hayatının her alanında çocuklar onun için dünyanın en güzel çiçekleri.
Çocukları sevgi ve ilgi büyütür, geliştirir. Bunun farkında olarak yaşamak, çocukların iyi bir geleceğe uzanması için önemli bir farkındalıktır. Aktaş, Dedem Korkut gibi olmak istiyor. Nasıl ki Dedem Korkut yol gösteren, yordam öğreten, sözü dinlenen bir şahsiyet olarak günümüze kadar ulaşan bir evrenselliğe sahip, o da çocuklar için eşsiz cümleler kurmanın ardına düşüyor. Çocuklarla bu denli yakın bir hayatın içinde onların Ninem Korkut’u olmayı arzuluyor.
Kitaba baktığımızda Ninem Korkut canlı bir karakter olarak aramızda aslında. Onlara nasihat eden, yol gösteren, onlarla oyunlar oynayan bir çocuk kalpli nine. “Bak yavrucuğum;” diyerek çocuklara şefkatle seslenen Ninem Korkut, onlara üst bir perdenden değil onların gönüllerini hoşnut edecek bir lisanla yapıyor bunu.
“Çölde suyu olan serap görmez yavrucuğum.”
Modern dünya ile masal dünyası iç içe
Geleneksel anlatı türümüz olan masalın, günümüzde çok da rağbet gördüğünü söyleyemeyiz. Çocukların akıllarını çelen birçok aldatıcı ışıltılı dünya, onların bize ait olan değerleri görmesini çoğu kez engelliyor. Cazip hale getirmek, onların ilgisini daha yoğun bir şekilde kültürel değerlere çekmeye çalışmak onların kendilerini tanımaları için de bir olanak sağlayacaktır.
Nilüfer Zontul Aktaş’ın masalları; içinde fantastik ögeler barındıran, geçmişle günümüz arasında hassas bir denge kuran metinler. Çocukları masal çağının büyülü dünyasına tekrar çağırmamız şart. Düş kuran, kendini tanıyan, kendine güvenen, kendi değerleriyle var olmayı başaran çocuklar yetiştirmek için çocukların masalla olan irtibatını güçlendirmenin yollarını aramamız gerekiyor.
Aktaş, kitabında anlattığı masalları çocuklarla buluşturarak onların dünyalarına bir geçmiş zaman aşısı yapıyor. Sonradan aynı Dede Korkut’ta olduğu gibi kendisi çıkıyor ortaya ve nasihatlerini sıralıyor.
Ninelerimizin bizleri masallarla büyüttüğü vakitleri artık Hayat Bilgisi kitaplarında bile göremiyoruz. Masalsız büyüyor çocuklarımız. Onların her şeye olduğu gibi masallara da ihtiyacı var. Nilüfer Zontul Aktaş’ın Kuş Tüyü Nasihatleri onların teknolojinin yıprattığı kalpleri için iyi gelecek incileri barındırıyor. Aslında sadece çocuklara değil büyüklere de iyi dilek cümleleri gönderiyor Aktaş. Aforizmalardan herkes payına düşeni alabilir Ninem Korkut’tan.
“Gecenin aydınlık tarafını yaşamaz isen sabahın geç olur.”
“En tenha sokak taşlarında daha çoktur ayak izi”
Ninem Korkut, başta çocuklar olmak üzere tüm okuyucularını bekliyor. Bu çağda yorulan kalplerimizin masallara çok ihtiyacı var.