“Ayağa kalk Sakarya!” diyeceğimiz zamanlardan geçiyoruz. Silkinmek ve kendine gelmekle başlayacak her şey. Özellikle gençlerimizden bekliyoruz bunu. Bir umut, heyecan, kim olduğunun farkına varmak ve ait olduğu toprağın sesine kulak vermek… Bu değerleri hatırlatmak ve bu yol üzere istikamet belirlemek toplumda bilinçli dediğimiz herkesin aslî görevi olmalı. Elbette en çok da eğitimcilerin…

Ahmet Sezgin, tam anlamıyla eğitimci tanımını karşılayan bir isim. Tabi ki bunun yanında yazarlığı da var ki bu onu bir adım daha öne çıkarıyor. Çünkü yazmak, yaşamak, dokunmak, tesir etmek gibi kavramları birebir yaşayacağı bir zemin; Sezgin’in hayatının merkezinde yer alıyor.

Ahmet Sezgin ismi ile ilk tanışıklığım “Türk Edebiyat’ında Ölüm Şiirleri Antolojisi” ile oldu. Yıl 1998’di. Daha sonra kitaplar, dergiler vasıtası ile bu tanışıklık devam etti. Memleket sevdasını içinde buram buram hisseden, vatan dendiğinde yüreğinin sesini dünyaya duyuran, gençleri kitaplarla buluşturmayı, yeni bir şair ya da yazarı gençlerin dünyasına sokmayı tüm müfredatların ötesinde gören duyarlı bir yürek taşıyor Ahmet Sezgin.

Şimdi; “Ayağa Kalk Sakarya” kitabı ile gençler için bir yol ışığı daha yaktı Sezgin. Ruhun dirilişi tadında, millet ve memleket sevdası ile yoğrulmuş bu kitap, tam anlamıyla gençler için yol rehberi olacak incelikte dokunmuş metinlerden oluşuyor.

Öğretmen olmak insan sarrafı olmak demektir. Toplumun her kesiminden gelen öğrencilerle haşir neşir olmak ve onları en iyi şekilde geleceğe hazırlamanın adıdır öğretmenlik. Sezgin, bunun farkında olarak bilinçli ruhlar inşa etmek istiyor. Kitabın tüm yazılarında bu hassasiyet göze çarpıyor. Ahlaklı, erdemli bir neslin yetişmesini dert etmiş bir gönül erinin cümleleri olarak okumak gerek bu kitabı.

Muhataplarını çok iyi tanıyan bir yazar var karşımızda.

“Yaratılış gayesine uygun olarak kendi yüreği, zihni ve hayatında inkılâp yapan, sahte bir uygarlık ve hayat tarzını terk ederek hakikati ve kendini bulma yolculuğunda ( insan-ı kâmil olma imtihanında) ‘aşk medeniyetine yolculuk’ eyleyen, insanlara huzur ve güven veren kutlu muhacirlere selam olsun!”  (s. 14)

Kimi Okuyalım?

Hak yolda sağlam adımlarla yürüyebilmek için yol arkadaşlarına ihtiyaç vardır. Elbette bu arkadaşların da bu yolun yolcusu olması gerek. Ahmet Sezgin kendine yoldaşlık eden yazar ve şairlerin ismini sık sık anıyor yazılarında. Bu, yol işareti anlamında çok önemli ipuçları. Çünkü kimi okuyalım bağlamında sorulan sorulara verilen cevap, kişinin ruhunun da gelişmesini sağlayan temel yapı taşlarından oluşmalı. Sezgin, kendi hayatından ve okuma notlarından örnekler eşliğinde sıralıyor bu isimleri. Birkaç ismi buraya alıyorum.

“Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, M. Akif İnan, Erdem Bayazıt, Abdurrahim Karakoç, Hekimoğlu İsmail, Mustafa Miyasoğlu, Mustafa Yazgan, Yavuz Bülent Bakiler…

Bu tarz isim anmalarının dışında özel olarak da birçok şair ve yazar için kaleme alınmış yazılar var kitapta. Mehmet Âkif, Necip Fazıl, Rasim Özdenören, Cemil Meriç bu isimlerden sadece birkaçı. Klâsik tanıtım yazıları yazmıyor Sezgin. Serzenişte bulunuyor, uyarılara yer veriyor.  

“Bu ülkede ismi en çok bilinen, yazdığı marşı her gün binlerce okunan, şiirleri en fazla ezberlenen, hakkında en çok kitap yazılan, tartışılan şair-yazar-mütefekkir olmasına rağmen Mehmet Âkif’in eserleri, ibretlik hayatı ve örnek ahlakıyla İstiklal Marşımızın anlam ve ruhu; eğitim-kültür-sanat dünyasıyla medyada doğru bir şekilde yeterince verilebildi mi?” (s.29)

Doğrusunu Öğrenelim

Öğretmen kimliğini gizlemiyor Sezgin. Öğreticilik vasfını gerektiği anda tam anlamıyla kullanıyor. Yani bilginin kaynağını işaret ediyor. “Yanlış Söylenen ve Anlaşılan Sözler” yazısı bu minvalde bir yazı. Algıları yönetmeye dayalı bu çarpıtma girişimleri zihinlere sızıyor ve araştırma gereği hissetmeyenleri cendereye alıyor. Yazıda birçok örnek var. Birini buraya alıyorum.

“Su küçüğün, söz büyüğün.” şeklinde yanlış bilinip söylenen atasözünün doğrusu, “Sus küçüğün, söz büyüğün.” biçimindedir.  Büyükler konuştuğu zaman küçükler saygı gösterip dinlemelidir manasında bir sözdür bu.

“Ayağa Kalk Sakarya”

Son yazı, kitaba da adını veren “Ayağa Kalk Sakarya.” Kitabı özetleyen bir yazı bu. Sakarya bir ruhtur. Daima diri olan ve bu topraklardan ilham almış millet ruhunun bir tezahürüdür Sakarya. Necip Fazıl’a da Büyük Doğu idealinde ışık tutmuş olan sonsuz bir güç ve ilham olan Sakarya, gerektiği zaman ayağa kalkar ve ben buradayım der.

“Şanlı gazi ve alperenlerin, Mehmetçiğin uğrunda yüzyıllarca mücadele verdiği, şehit olduğu, fetihler gerçekleştirdiği ‘ilay-ı kelimetullah’ davasına samimiyetle bağlı olalım.” (s. 142)

Ahmet Sezgin’den gençlere bir armağan inceliğinde düzenlenmiş olan bu kitap dileriz ki; gönüllere dokunsun ve bu toprakların geleceği olan gençlerin vatan, millet, memleket diyerek ayağa kalkmasına vesile olsun.

Ahmet Sezgin – Ayağa Kalk Sakarya – Etüt Yayınları – 2023

Yazıyı Paylaş:

By Mustafa Uçurum

Tokat doğumlu. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Adapazarı’nda; üniversiteyi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okudu. Arkadaşlarıyla Martı dergisini ve Yitik Düşler Edebiyat dergisini, daha sonra Tokat merkezli Polemik dergisini çıkarttı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir