Mustafa Uçurum
Gıyabi tanışıklıkların vicahiye dönüşmesi her zaman beklendiği gibi olmuyor. Bazen tam tersi durumlarla da karşılaştığımız oluyor. Her şey insanlar için. Bunlara alışmak gerek.
H. Ömer Özden, uzun yıllardır ismine aşina olduğum, çalışmalarını takip ettiğim bir hocamız. Erzurum’a son gidişimizde tanıştık H. Ömer Özden ile. Muhabbetine, samimiyetine, dostluğuna karşı yüreğimiz daha bir ısındı hocamıza. Aramızda muhabbeti pekiştirecek en iyi vasıtalardan biri de elbette kitaplar. Değerli hocam bizlere “Naim Hoca” kitabını hediye etti. Ben de büyük bir keyifle okudum kitabı.
H. Ömer Özden’in Naim Hoca: Halk Adamı, Din Adamı, Millet Adamıisimli kitabı, Erzurum’un sevilen din adamlarından biri olan Naim Gölleroğlu’nun hayatını, kişiliğini ve toplumsal etkisini ele alan önemli bir biyografik eser. Naim Hoca’yı bütün Türkiye gibi biz de uzaktan tanıyor ve seviyorduk. Onun sadece Erzurum için değil Türkiye için de bir değer olduğuna yürekten inancamız her zaman tamdı. 1999’da aramızdan ayrılan Naim Hocamıza bu vesile ile Allah’tan rahmet diliyorum.
Prof. Dr. H. Ömer Özden, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı hocasıolarak, Naim Hoca’nın hem yerel hem de ulusal çapta tanınan bir figür haline gelmesini sağlayan özelliklerini, titiz bir araştırmayla okuyucuya sunmuş.
Naim Hoca, Dergâh Yayınları tarafından 2015 yılında yayımlanmış. Kitap, Naim Hoca’nın hayatından kesitler sunarken, onun Erzurum’un kültürel ve sosyal dokusundaki yerini vurguluyor. Özden, bu eseri yazarken Naim Hoca’yı doğrudan tanıyan 60’tan fazla kişiyle röportaj yapmış, aile fertleriyle görüşmüş ve hocanın berberlik yaptığı dönemden cami cemaatine kadar geniş bir çevreyle iletişim kurarak titiz bir araştırma yürütmüş.
Naim Hoca, kendine özgü konuşma tarzı, hoşgörülü kişiliği ve esprili yaklaşımıyla Erzurumluların gönlünde taht kurmuştur. 1993 yılında Erzurum’da yaşanan terör olaylarına karşı birleştirici bir tavır sergileyerek, halkı sakinleştirmiş ve bu olaylarla ülke çapında tanınmıştır. 1999 yılında akciğer kanseri nedeniyle vefat eden Naim Hoca, ailesinin isteğiyle “halk adamı” kimliğine uygun olarak Asri Mezarlık’ta defnedilmiştir.
Naim Hoca’nın dikkat çeken özelliklerinden biri, sadece bir din adamı değil, aynı zamanda kültürel bir figür olmasıdır. Fuzuli, Yunus Emre, Nesimi ve Erzurumlu Emrah’ın şiirlerini bilen, hatta kendisi de 20’ye yakın şiir yazan bir kişi olarak, edebiyat ve sanatla da iç içe olmuştur. Spor müsabakalarına katılması, tiyatro ve sinemaya ilgisi, onun çok yönlü bir kişilik olduğunu göstermektedir.
Naim Hoca, Naim Gölleroğlu’nun hayatını kronolojik bir şekilde ele alırken, onun kişiliğini, sosyal yönünü, hikâyelerini ve hatıralarını bir araya getiriyor. Kitap, aşağıdaki temel bölümler etrafında şekilleniyor:
Naim Hoca’nın erken yaşta zorlu yaşam koşulları, babasının vefatı ve annesinin fedakârlıklarıyla geçen çocukluğu detaylı bir şekilde aktarılıyor. Berber çıraklığı dönemi, onun halkla iç içe bir yaşam sürmesinin temellerini atıyor.
Alvar İmamı ile tanışması, Naim Hoca’nın dinî bilgiye olan ilgisini artırıyor. Şeyhler Camii’nde imamlık yapması ve Erzurum’un dinî hayatındaki rolü, bu bölümde öne çıkıyor.
1993 yılında Erzurum’da yaşanan terör olaylarına karşı sergilediği birleştirici tavır, Naim Hoca’nın sadece yerel bir figür değil, aynı zamanda ulusal bir sembol haline gelmesini sağlıyor. Kitap, bu olayları detaylı bir şekilde ele alarak Naim Hoca’nın liderlik vasıflarını vurguluyor.
Naim Hoca’nın kendisine yapılan şakalara gösterdiği tahammül ve hoşgörülü yaklaşımı, kitabın en dikkat çekici yönlerinden biri. Ölümünden sonra kendisine atfedilen fıkralar, onun mizahi yönünü ve halk arasındaki popülerliğini pekiştiriyor.
Naim Hoca’nın şiir yazması, klasik Türk edebiyatına olan hâkimiyeti ve tiyatro-sinema gibi kültürel etkinliklere ilgisi, kitabın kültürel derinlik katan bölümlerinden biri.
Prof. Dr. Özden’in 60’tan fazla kişiyle yaptığı röportajlar, Naim Hoca’nın hayatına dair samimi ve kişisel anekdotlar sunuyor. Bu hatıralar, onun halkla olan güçlü bağını ve sevilen bir figür olduğunu gözler önüne seriyor.
Naim Hoca, sadece bir biyografi değil, aynı zamanda Erzurum’un kültürel ve tarihsel dokusunu anlamak için önemli bir kaynaktır. Erzurum, Palandöken dağları, Aziziye zaferi ve Yakutiye-Hatuniye Medreseleri gibi unsurlarıyla Türk kültür tarihine mal olmuş bir şehir olarak, Naim Hoca gibi figürlerle kimlik kazanır. Kitap, bu bağlamda, Erzurum’un yerel tarihine ve kültürel mirasına ışık tutuyor.
Prof. Dr. H. Ömer Özden’in akademik titizliği, eserin güvenilirliğini artırıyor. Özden, Naim Hoca’nın oğlu KudretullahGölleroğlu’nun da desteğiyle, hocaya atfedilen yanlış ya da abartılı fıkraların önüne geçmek için doğruları ortaya koymayı amaçlamış. Bu, kitabın sadece bir anı derlemesi değil, aynı zamanda bir tarih yazımına katkı sunan bir çalışma olduğunu gösteriyor.
Naim Hoca, “halk adamı, din adamı, millet adamı” olarak tanımlanırken, onun hoşgörüsü, mizah anlayışı ve toplumsal birleştiriciliği, günümüz Türkiye’sinde hâlâ ilham verici bir örnek teşkil ediyor. Kitap, Naim Hoca’nın içki içenlerin masasına oturarak onlara zararlarını anlatması gibi örneklerle, onun yargılayıcı olmayan, rehber bir yaklaşım benimsediğini vurguluyor. Bu, onun dinî liderlik anlayışının ne kadar kapsayıcı olduğunu gösteriyor.
Ayrıca, Naim Hoca’nın spor, sanat ve edebiyatla olan ilişkisi, din adamlarının sadece ibadetle sınırlı olmadığını, aksine toplumun her alanında etkili olabileceğini ortaya koyuyor. Onun şiirleri ve kültürel birikimi, Türk düşünce ve edebiyat tarihine de küçük ama anlamlı bir katkı sunuyor.
H. Ömer Özden’in Naim Hoca: Halk Adamı, Din Adamı, Millet Adamı kitabı, Naim Gölleroğlu’nun hayatını ve mirasını derinlemesine anlamak isteyenler için eşsiz bir kaynak sunuyor. Kitap, akademik bir titizlikle hazırlanmış olmasına rağmen, samimi ve akıcı üslubuyla geniş bir okur kitlesine hitap ediyor. Naim Hoca’nın hoşgörüsü, mizah anlayışı ve toplumsal liderliği, Erzurum’un kültürel kimliğinin bir parçası olarak okuyucuya sunuluyor. Bu eser, sadece bir biyografi değil, aynı zamanda bir şehrin ve bir milletin değerlerini yansıtan bir ayna olarak gönüllerdeki yerini almıştır.
Şunu da belirtmek istiyorum. Hem H. Ömer Özden Hoca’yı hem de Naim Hoca kitabını geç tanıdığım için üzgün olduğumu itiraf ediyorum. Ayrıca bu güzelliklere geç de olsa ulaşmış olmak beni ziyadesiyle mutlu etti. Şükür ki hatır, kıymet bilen güzel insanlar hâlâ aramızda bulunuyor.
Prof. Dr. H. Ömer Özden – Naim Hoca – Dergâh Yayınları – 2015