Mustafa UÇURUM

Ahmet Tepe; şiirlerine dergilerden ve kitaplarından aşina olduğum bir şair. İki şiir kitabından sonra şimdi de Fabrik Kitap’tan çıkan Yüzümün Atlas Rüzgârı ile selamladı bizleri şair.

Yüzümün Atlas Rüzgârı, insanın iç dünyasındaki çatışmalarla dış dünyadaki kaos arasındaki gerilimi merkeze alıyor. Kitaptaki şiirler, bireyin yalnızlığı, toplumsal adaletsizlikler, savaş, ölüm ve inanç gibi evrensel temaları işlerken, Tepe’nin kişisel deneyimlerinden beslenen samimi bir ton taşıyor. Şair, modern dünyanın karmaşasına karşı manevi bir direnç geliştirme çabası içinde, doğaya, çocukluğa ve ilahi olana sık sık sığınıyor.

 “Sessiz ve Güzel” adlı şiir, dünyanın kötülüğünden kaçış ve içsel bir arınma arayışını çarpıcı bir şekilde ifade ediyor:

“Dünyanın kötülüğünden sulara dağlara kaçıp / İnanmış kalbimle yankına döndüğümde” (s.9)

Bu dizeler, Tepe’nin şiirinde sıkça görülen doğa imgeleriyle manevi arayışın birleşimini yansıtıyor. Şair, modern dünyanın kaotik yapısına karşı doğayı bir sığınak olarak konumlandırırken, aynı zamanda insanın kendi içindeki çatlakları ve yaraları da cesurca gözler önüne seriyor.

“Sen Gittiğinde” ise ayrılık ve kayıp temasını işlerken, bireysel hüznün evrensel bir yasla kesiştiği bir atmosfer ortaya çıkıyor:

“Gözlerim uzaklarda kalırdı sen gittiğinde / Nasıl çağırayım şimdi çocukları yas evine”(s.13)

Bu dizelerde, kişisel kaybın toplumsal bir yara ile birleştiği hissediliyor. Tepe, bireysel acıyı evrensel bir bağlama taşıyarak, okuyucunun kendi duygularıyla yüzleşmesini sağlıyor.

Ahmet Tepe’nin dili, hem yalın hem de imge yüklü bir yapı sergiliyor. Geleneksel Türk şiirinin lirizmini modern bir duyarlılıkla harmanlayan şair, imgelerinde doğadan, dini motiflerden ve günlük yaşamdan besleniyor. Şiirlerinde sıkça kullanılan su, rüzgâr, gece, akşam ve şehir gibi imgeler, hem fiziksel hem de metafizik bir anlam katmanına sahip. “Eylülün Rengi” şiirinde, eylül ayı hem bir mevsimsel geçiş hem de içsel bir dönüşüm sembolü olarak beliriyor:

“Sessiz kuşuyum gecenin eylülün rengi”(s.24)

Tepe’nin üslubu, yer yer sert ve isyankâr, yer yer ise dingin ve teslimiyetçi bir tona bürünüyor. “Cinayet Saati Şiiri” gibi şiirlerde, toplumsal adaletsizliklere ve savaşın yıkıcılığına karşı öfkeli bir ses yükselirken, “Sesli Dua” gibi şiirlerde ise manevi bir teslimiyet ve umut ön plana çıkıyor. Bu karşıtlıklar, şairin hem bireysel hem de toplumsal düzlemde yaşadığı çatışmayı yansıtıyor.

Kitabın en çarpıcı yönlerinden biri, Tepe’nin toplumsal meselelere olan duyarlılığı. “Suç Mahallinde Özçekim” adlı şiir, Filistinli bir çocuk olan “Rim”e ithaf edilmiş ve savaşın çocuklar üzerindeki yıkıcı etkisini güçlü bir şekilde ele alıyor:

“Büyümemiş yüzünden acılar kopararak / Çok yoruldum on damara tutundum” (s.43)

Bu dizeler, savaşın masumiyet üzerindeki tahribatını ve şairin bu acıya ortak olma çabasını ortaya koyuyor. Tepe, savaş ve adaletsizlik karşısında sessiz kalmayı reddederek, şiirini bir vicdan çığlığına dönüştürüyor.

Aynı zamanda, kitap boyunca dini ve manevi motifler güçlü bir şekilde hissediliyor. “Sesli Dua” şiiri, şairin Allah’a yönelişini ve içsel arayışını yansıtan en güçlü örneklerden biri:

“Çölde yağmur bekleyen bir kalbin duası / Yüz hatları benek benek” (s.66)

Ahmet Tepe, Yüzümün Atlas Rüzgârı ile kendine özgü bir ses olmayı sürdürüyor. Şiirleri, bireysel acıyı toplumsal bir bağlama yerleştirirken, aynı zamanda insanın ilahi olana yönelişini ve doğayla bağını güçlü bir şekilde işliyor. Kitap, hem lirik hem de protest bir üslup barındırarak, okuyucuyu hem duygusal hem de düşünsel bir yolculuğa çıkarıyor.

Tepe’nin şiirleri, bir yandan insanın kırılganlığını ve çaresizliğini yansıtırken, diğer yandan umudu ve inancı diri tutmayı başarıyor. “Uzaklar Ki Umudun Rengi” şiirinde dile getirdiği gibi:

“Korkma, tutuş artık umudum al güneşin rengini” (s.40) bu dize, şairin karanlık bir dünyada bile umudu bulma çabasını özetliyor.

Yüzümün Atlas Rüzgârı, Ahmet Tepe’nin iç ve dış dünya arasında kurduğu köprülerle dolu bir kitap. Toplumsal adaletsizliklere, savaşın yıkıcılığına ve bireysel yalnızlığa karşı şiirsel bir direniş sunan bu kitap, aynı zamanda manevi bir arayışın izlerini taşıyor. Tepe’nin imgelerle dolu, duygusal ve düşünsel derinliği olan dili, okuyucuyu hem kendi iç dünyasına hem de evrensel bir insanlık sorgulamasına davet ediyor.

Ahmet Tepe – Yüzümün Atlas Rüzgârı – Fabrik Kitap – 2025

Yazıyı Paylaş:

By Mustafa Uçurum

Tokat doğumlu. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Adapazarı’nda; üniversiteyi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okudu. Arkadaşlarıyla Martı dergisini ve Yitik Düşler Edebiyat dergisini, daha sonra Tokat merkezli Polemik dergisini çıkarttı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir