Faruk Sarıkavak’ın Uyanmak Bir İhtilaldir romanını okurken elimin altında Hararet dergileri de eksik olmadı. Roman sayfaları arasında ilerlerken bu birlikteliğin birbirini tamamlayan iki ana parça olduğunu anladım. Hararet’ten Cemaat Çay Ocağı’na geçiş bu anlamda daha rahat ve tanıdık oldu. Sarıkavak’ın kitabın başında teşekkür ettiği isimleri de görünce gerçek bir hikâyenin içine bıraktım kendimi.

Faruk Sarıkavak’ın Uyanmak Bir İhtilâldir romanı, derinlikli karakter analizleri, toplumsal eleştiriler ve duygusal yoğunluğuyla dikkat çeken bir çalışma olmuş. İzdiham Yayınları tarafından okuyucuya sunulmuş bu kitap. Sarıkavak, romanında bireyin iç dünyasını, toplumsal çelişkileri ve varoluşsal sorgulamalarını derinlemesine işliyor. Roman, hem bireysel hem de kolektif bir uyanışın sancılarını, aşk, kayıp, yalnızlık ve modernleşme gibi temalar üzerinden anlatıyor.

Uyanmak Bir İhtilâldir, adından da anlaşılacağı üzere, bireyin kendi benliğine ve topluma karşı bir başkaldırısını, bir uyanış çabasını merkeze alıyor. Roman, farklı anlatıcıların bakış açılarıyla ilerlerken, her bir karakterin iç dünyasındaki çatışmaları, hayal kırıklıklarını ve umutlarını gözler önüne seriyor. Erkan, Nergis, Firuze ve diğer karakterler üzerinden, modern yaşamın birey üzerindeki etkileri, aşkın dönüştürücü ama bir o kadar da yıkıcı gücü, toplumsal normların bireyi şekillendirme biçimi ve geçmişle hesaplaşma gibi temalar işleniyor.

Romanın temel sorusu, bireyin kendi “uyanışını” nasıl gerçekleştirebileceği üzerine kurulu. Bu uyanış, kimi zaman bir sevdaya kapılmakla, kimi zaman bir kayıpla yüzleşmekle, kimi zaman da toplumsal düzenin dayattığı kurallara karşı çıkmakla mümkün oluyor. Ancak Sarıkavak, bu uyanışın her zaman zaferle sonuçlanmadığını, aksine çoğu zaman sancılı ve eksik bir süreç olduğunu vurguluyor. Romanın epigrafında yer alan “İnleyen nağmeler ruhumuzu işgal etti” ifadesi, bu duygusal ve varoluşsal çatışmanın tonunu baştan belirliyor.

Roman, çoklu anlatıcı tekniğiyle yazılmış olup, her bölümde farklı bir karakterin bakış açısına yer veriyor. Bu yöntem, okura hem karakterlerin iç dünyasını derinlemesine tanıma fırsatı sunuyor hem de aynı olayların farklı perspektiflerden nasıl algılandığını gösteriyor. Erkan’ın küfürle dolu, samimi ve mizahi anlatımı, romanın en çarpıcı unsurlarından biri. Onun Firuze’ye olan karşılıksız aşkı, hem romantik hem de trajik bir tonla işlenirken, okuyucuda hem tebessüm hem de hüzün uyandırıyor. Nergis’in kırılgan ama kararlı duruşu, Osman’ın modern yaşamla taşra kökenleri arasında sıkışmışlığı ve Firuze’nin modernleşme uğruna yitirdiği masumiyeti, romanın karakter zenginliğini ortaya koyuyor.

Sarıkavak’ın dili, yer yer şiirsel, yer yer sokak jargonuna yakın bir samimiyetle şekilleniyor. Özellikle Erkan’ın anlatımındaki argo kullanımı, onun iç dünyasındaki öfkeyi ve çaresizliği yansıtırken, aynı zamanda okuyucuya karakterin sahiciliğini hissettiriyor. Cemaat Çay Ocağı gibi mekânlar, karakterlerin bir araya geldiği ve toplumsal meselelerin tartışıldığı bir mikrokozmos olarak işlev görüyor. Bu mekân, adeta Türkiye’nin küçük bir yansıması gibi; farklı ideolojiler, yaşam tarzları ve hayaller burada kesişiyor. Francesco Taşkın’ın şiirleri hem çay ocağının hem de okuyucunun hararetini alıyor.

Bazen rutine bağlar hayatın, akışına bırakırsın
Kokusu, tadı, verdikleri aynı olur doğan günün
Aynı şeyleri saklarsın batan güneşle karanlığa
Bir umuda muhtaç kalırsın kasvetinde gecenin
Sevi, yanık türkülerin mısralarını getirir aklına

Roman, modern Türkiye toplumunun çelişkilerini ve bireyin bu çelişkiler içindeki yerini ele alıyor. Firuze’nin modernleşme serüveni, kapitalizmin ve tüketim kültürünün bireyi nasıl dönüştürdüğünü gözler önüne seriyor. Ailesinin maddi durumunun iyileşmesiyle birlikte “modernleştik” söylemi, aslında ahlaki ve manevi bir çöküşü gizliyor. Sarıkavak, bu dönüşümü yargılamadan, ama eleştirel bir gözle aktarıyor. Öte yandan, Erkan’ın çay ocağındaki sohbetleri ve Francesco Taşkın’ın şiirleri, toplumun politik ve kültürel kutuplaşmalarına da gönderme yapıyor. Solucan ve Sağ Salim gibi karakterler, Türkiye’deki ideolojik çatışmaların sembolü olarak romana renk katıyor.

Sarıkavak’ın üslubu, hem akıcı hem de yoğun bir duygusal derinliğe sahip. Romanın dili, karakterlerin ruh hallerine göre değişiyor; kimi zaman sert ve öfkeli, kimi zaman melankolik ve içe dönük. Özellikle Erkan’ın iç monologları, Türk edebiyatında sık rastlanmayan bir samimiyet ve mizah barındırıyor. Yazar, argo ve şiirsel dili harmanlayarak, hem sokak kültürünü hem de edebiyatın estetik yönünü bir araya getiriyor. Ayrıca, romanın başındaki “Sayıklamalar” ve “İnlemeler” gibi bölümler, eserin felsefi ve duygusal tonunu güçlendiriyor.

Uyanmak Bir İhtilâldir, bireyin kendi varoluşsal yolculuğunu ve toplumsal dayatmalara karşı duruşunu anlatan güçlü bir eser. Sarıkavak, karakterlerin iç dünyalarını derinlemesine işlerken, Türkiye’nin sosyo-kültürel yapısına da ayna tutuyor. Ancak, romanın çoklu anlatıcı tekniği, bazı okuyucular için takip etmesi zor bir yapı sunabilir. Farklı karakterlerin hikâyeleri arasında geçişler hızlı olsa da her birinin ayrı bir derinlik sunması bunu farklı ve zengin bir noktaya çekiyor.

Roman, özellikle aşk, kayıp ve modernleşme gibi temalar etrafında şekillenen hikâyeleriyle, genç okurlara hitap ederken, aynı zamanda toplumsal meselelere kafa yoran okuyucular için de düşündürücü bir metin sunuyor. Sarıkavak’ın Cemaat Çay Ocağı gibi mekânları, sıradan insanların derin hikâyelerini anlatmak için bir sahne olarak kullanması, esere otantik bir hava katıyor.

Uyanmak Bir İhtilâldir, Faruk Sarıkavak’ın edebiyat yolculuğunda önemli bir dönüm noktası. Roman, bireyin içsel uyanışını ve toplumsal çelişkilerle mücadelesini, samimi, mizahi ve yer yer hüzünlü bir dille anlatıyor. Cemaat Çay Ocağı’nın müdavimleri, her biri kendi hikâyesini taşıyan karakterleriyle, adeta bir Türkiye mozaiği sunuyor. Sarıkavak, bu romanıyla, bireyin kendi devrimini başlatmasının ne kadar zor, ama bir o kadar da gerekli olduğunu vurguluyor. Kahveden Adam Toplayalım romanını da büyük bir keyifle okuduğum Sarıkavak, romanda ısrarcı ve kalıcı olmak istediğini bu kitabıyla da göstermiş oldu.

Faruk Sarıkavak- Uyanmak Bir İhtilaldir – İzdiham Yayınları – 2024

Yazıyı Paylaş:

By Mustafa Uçurum

Tokat doğumlu. İlkokulu, ortaokulu ve liseyi Adapazarı’nda; üniversiteyi Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okudu. Arkadaşlarıyla Martı dergisini ve Yitik Düşler Edebiyat dergisini, daha sonra Tokat merkezli Polemik dergisini çıkarttı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir